peygamber efendimizin ahlaki özellikleri 10 tane
Hz Peygamber, gece namazında ayakları şişinceye kadar kıyamda durur, 41 uzun uzun ve tane tane Kur'an okurdu. 42 Bazen gece boyu tek âyeti tekrarlayarak namaz kılardı. 43 Ebû Zer el-Gıfârî'nin naklettiğine göre Peygamberimiz bir gece namazında sabaha kadar,
PeygamberEfendimizin eşleri kaç tanedir ve Peygamber Efendimizin eşleri isimleri nelerdir. İşte Peygamber Efendimizin eşleri hakkında bilgi. Peygamber Efendimizin eşi Hatice: Hz. Hatice (r.a)'nm soy zinciri şöyledir: Kusay b. Abdüluzzâ b. Huveylid kızı Hatice Kusay'a ulaşınca Hz. Hatice'nin soyu Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in soyuyla birleşmektedir. Hz
PeygamberEfendimiz in mezarlıktan geçerken selam vermesi ölüye definden sonra telkin vermesi suyu besmele ile içmesi orucunu tuz ile açması tırnaklarını cuma günü kesmesi yatarken sağ tarafına dönüp de yatması Peygamber Efendimizin sünnetlerindendir. Peygamber efendimizin sünnetleri nelerdir 10 tane?
Kahramanmaraş İl Müftülüğünce ‘İslam Medeniyetinin Ahlaki ve Hukuk Temelleri' konulu panel düzenlendi. Galeriler Videolar Yazarlar Bölge Haberleri Gündem Sağlık Ekonomi Eğitim Vefatlar
Allah Teala Kuran'ı Kerimde Peygamber Efendimiz (s.a.a) için, "Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlâk üzerindesin"[1] Yine başka bir ayette: "Allah'tan gelen bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi."[2]
Site De Rencontre Pour Parent Monoparental. Ana Sayfaİslam tarihi نفر 0 Peygamberimizin ahlâkının en önemli özelliği, Allah vergisi oluşudur. O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir. Onun ahlâkı Allah tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir. Yüce Allah onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır. Peygamberimizin ahlâkının en önemli özelliği, Allah vergisi oluşudur. O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir. Onun ahlâkı Allah tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir. Yüce Allah onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır. O dünyaya gözünü açıp kapayıncaya kadar hep aynı huy ve ahlâk üzerinde yaşamıştır. Ondaki güzel vasıflar yaratılışında mevcuttu. Onu eğiten, edep ve ahlâkın en üstün özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir. İşte bundan dolayı, onu kendisine örnek kabul eden insan, onu ne kadar taklit edebilirse, o kadar istifadesi fazla olur, o nurdan aldığı feyiz, o nisbette ahlâkının en belirgin özelliklerinden birisi de, insan yaratılışında var olan birbirine zıt ve ters huyları en mükemmel şekilde bağdaştırıp, bütün duyguların ideal noktasını bulmasıdır. Hiçbir şekilde aşırılığa kaçmadan, orta yola, doğruya ulaşmasıdır. Peygamberimiz, herkesin arzu edip de bir türlü ulaşamadığı en üstün değerleri ve olgunluğu mükemmel bir şekilde hayâtı boyunca ümmetine göstermiş, bütün insanlığın gözleri önüne sermiştir. Bazı anlar olmuş, en cesur bir fedai olarak, düşmanın kat kat üstünlüğüne hiç aldırmadan, binlerce düşmana tek başına meydan okumuştur. Ama bu halinde bile yumuşak kalpliliğini, merhametini geri bırakmamıştır. Meselâ bir savaş sonrası, öldürülmüş olarak gördüğü düşman çocuklarına o kadar acımıştı ki, düşman da olsa çocukların öldürülmemesi gerektiğini, çünkü onların suçsuz ve Cennetlik olduklarını haber vermişti. O, bütün insanlığın kurtuluşu ve İslâmın dünyaya yayılması gibi yüce bir gaye için zihnini yorarken; bu arada binleri bulan ve Arabistan'ın her tarafına dal budak salan ümmetinin halini ve işlerini düşünürken; çevresinde bulunan yoksul ve fakir Müslümanları hiçbir zaman unutmamış; kendi çoluk çocuğunu, onların eğitim ve ihtiyaçlarını da ihmal etmemiştir. Birincisini büyük görürken, öbürünü Bu kadar ağır ve sorumluluk isteyen bir görev üzerinde bulunduğu halde, o yine kendisini Rabbine vermiş, günün büyük bir kısmını ibadet ve zikirle geçirmiştir. Kalbi her an Allah'a bağlıdır. Bu haliyle dünya ile ilişkisini kesmiş gibi görünse de, yine o dünyanın içindedir. Bütün işlerinde Allah'ın rızasını Efendimiz, dâva arkadaşlarını gözü gibi korumuş, onlara ana-babalarından görmedikleri şefkat ve yakınlığı göstermiş, kendi şahsına yapılan kötülüğü affetmiş, intikam almayı düşünmemiştir. Kendisini öldürmek için tuzak kuranları yakaladığında serbest bı- rakmış, ama Allah düşmanlarını asla bağışlamamış, onların yakasını bırakmamıştır. İçi bozuk, dıştan Müslüman gibi görünen münafıkların kalbine devamlı Cehennem korkusunu vermiş, âhiretteki acı hallerini hatırlatmıştır. İslâm toprakları, güneyde Yemen'e kuzeyde İran ve Suriye sınırına dayandığı sırada Peygamberimiz, Arapların sultanı, Arabistan'ın hakimi idi. Savaş sonrası düşmanın bırakıp gittiği mallar ve ganimetler mescidin içini doldururken, en kıymetli mallar Müslümanların eline geçtiği halde, yine o kuru bir hasır üzerinde yatacak kadar engin ruhlu; içi ot dolu bir yastığa yaslanacak kadar mütevazı; her türlü imkân mevcutken, açlık sıkıntısı çekecek kadar kanaatkar ve tok gönüllü ahlâkı bir meleke halindeydi, öz olarak mevcuttu. Güneş nasıl ışık saçar, çiçekler nasıl rengi ve kokusuyla ortalığı Cennete çevirip burcu burcu kokular saçarsa; ağaçlar nasıl türlü türlü meyveler verir, yaratılışlarında var olanları ortaya çıkarırsa; Resul-i Ekrem Efendimizin ahlâkî hayâtı da o şekilde normal bir seyir içinde cereyan ediyordu. Öyle ki, her gören, Peygamberimizin o faziletle birlikte yaratıldığı kanaatine varırdı. Hiç kimse ondan o fazilete aykırı bir şeyin görüleceğine inanmazdı. O her zaman muhtaçlara yardım eder; zayıfları korur; tatlı sözlü, güler yüzlü bulunur; izzet ve vakarını muhafaza eder; tevazu ve hoşgörüsünü hiç kimseden esirgemezdi. Güneş nasıl ki, Allah'a inananın da, inanmayanın da üzerine doğarsa, Peygamberimizin dünyayı kaplayan şefkati de küçük-büyük, gençihtiyar, müslim-gayr-i müslim herkese aynı şekilde yayılırdı. source tebyan 0% نفر 0 نظر شما در مورد این مطلب ؟ نمی پسندم می پسندم اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی لینک کوتاه latest article Peygamberimizin Ahlaki Özellikleri Gadir Hum Bayramının Önemi İmam Ali ve Hz. Resulullah Kur’an’ın Tahrif Olmadığına Dair Deliller Mübahele Ayeti, İftihar Belgesi İbadet Sadece Allah’a Mahsustur Hz. İbrahim'in Güzel Ahlakı Türkiye neden Alevileri katleden teröristleri destekliyor Cihatçılar ele ... Kur'ân Üzerine Ayetullah Vaiz Tabesi Benim İçin Sadık Bir Dost İnkılâp İçinse Yorulmak Bilmeyen ...
Peygamber Efendimizin 80 tane sünneti; 1 Affetmek 2 Çalışmak 3 Süt içmek 4 Saç örmek 5 Etli yemek 6 Koşmamak 7 Saç uzatmak 8 Koku sürmek 9 Sohbet etmek 10 Kabak yemek 11 Teravi kılmak 12 Selam vermek 13 Yardımlaşmak 14 3 kez sarılmak 15 Sahur yapmak 16 Düzenli olmak 17 İlim öğrenmek 18 Sessiz ağlamak 19 Sadaka vermek 20 Ezanı dinlemek 21 İki öğün yemek 22 Teşekkür etmek 23 Temiz giyinmek 24 Birbirini sevmek 25 Pazarlık yapmak 26 Hal hatır sormak 27 Tebessüm etmek 28 Misafir ağırlamak 29 Kıyafeti katlamak 30 Birbirini uyarmak 31 Artık bırakmamak 32 Kaşları düzeltmek 33 İğne iplik taşımak 34 Eşikte oturmamak 35 Ölümü hatırlamak 36 Misafiri uğurlamak 37 Sevdiğini söylemek 38 Heybetli görünmek 39 Yumurtayı yıkamak 40 Yastıksız yatmamak 41 Birbirine sabretmek 42 Doymadan kalkmak 43 Yerde yemek yemek 44 Gül suyu kullanmak 45 Davete icabet etmek 46 Yemeği yavaş yemek 47 Sebze ve eti yıkamak 48 Öğle uykusu uyumak 49 Ekmeği elle koparmak 50 Yeri gelince konuşmak 51 Vakıa suresini okumak 52 Misafire ilgi göstermek 53 Hasta iken hamdetmek 54 İlk verilen sözü tutmak 55 Yemeğe tuzla başlamak 56 Beyaz ve yeşil giyinmek 57 Yavaş ve tane konuşmak 58 Suyu üç yudumda içmek 59 Yoldaki engeli kaldırmak 60 Yemekte güzel konuşmak 61 Kahvaltıda 7 zeytin yemek 62 Aynaya bakınca dua etmek 63 Misafiri tekrar davet etmek 64 Sabah uyanınca el yıkamak 65 Birbirinin kusurunu örtmek 66 Elleri ve yüzü kurulamamak 67 Akşam bulaşık bırakmamak 68 Yemekten sonra tatlı yemek 69 Yemeklerin ağzını kapatmak 70 Su içerken kıbleye yönelmek 71 Kapı açıldığında yan durmak 72 Her işe besmele ile başlamak 73 Çatlak bardaktan su içmemek 74 Yemeğe besmele ile başlamak 75 Arkadaş ziyaretinde bulunmak 76 Seccadeyi sünnet üzere katlamak 77 Abdest alırken yüzüğü çevirmek 78 Cuma günü gusül abdesti almak 79 Bir şey yerken 3 parmakla yemek 80 İsraf etmemek ışıkları söndürmek. BUNUN ÜZERİNE BEN DE CEVAP VERİYORUM. Süt içmek sünnet mi ? İçecek başka ne vardı ki o zaman limonata, gazoz mu ? Etli yemek ?! Peygamber eti sık sık buldu mu ACABA ? Koşmamak ? Peygamberimiz hanımı Aişe ile koşu yarışı yapmıştı. Saç örmek adettir, örftür sünnet değildir. Saç uzatmakta sünnet değildir peygamber Mekkede saç şeklini değiştirmiş, yahudilere muhalefet edip farklı olmak için ! Müslümanlar kimlik olarak ayrılsın diye yapmıştır. Pazarlık yapmak ? Kıyafeti katlamak ? Kaşları düzeltmek ? Kaşları düzeltmek almak yıllarca günah diye bilindi, oysa günah olan zinakar kadınlar kaşlarını tamamen alırlardı ki tanınsınlar diye. Müslüman bir kadında düzgün olan kaşıyla gözüyle oynamaz, kadının ciddiyetini bozuyor, ağırlığını bozuyor. Eşikte oturmamak, yumurtayı yıkamak, higene açısından iyidir, sünnet olduğundan değil. Yastıksız yatmamak ? Sebze ve eti yıkamak ? Sebze yıkanır da et niye ? Peygamber hasta iken değil her zaman hamd etmeyi öğütledi. Zeytin varmıydı ki 7 tane yensin ? Seccadeyi sünnet üzere katlamak? Bir şeyi yerken üç parmakla yemek ? O zaman çatal olsaydı Peygamber Efendimiz karşısındakinin midesini bulandırmamak için parmaklarını değil çatal kullanırdı. Yapmayın Allâh aşkına SÜNNET NE DEMEK ? Peygamberimizin Arap olarak yaptıkları var, sevdikleri var sevmedikleri var. İnsan olarak yaptıkları var. Kültür gelenek örf olarak yaptıkları var. Bir de peygamber olarak örnek olarak almamız gereken davranışları var. PEYGAMBERİN EN BÜYÜK SÜNNETİ KUR'ÂN'I YAŞAMASI ! ANLAMASI! ANLAYARAK HAYATINDA UYGULAMASI VE İNSANLARA ANLATMASIYDI. O'nun en büyük sünneti TEVHİD İNANCININ gereklerini yapması idi. BİZİM ALMAMIZ GEREKEN O'NUN AHLAKI♡ MÜCADELESİ♡ SABRI♡ CÖMERTLİĞİ♡ CİHADI♡ CESARETİ♡SEVGİSİ♡AŞKI♡ ADANMIŞLIĞI♡ EMEĞİ♡ VEFASI♡ TEVAZUSU♡ TİCARETİ♡ DÜRÜSTLÜĞÜ♡ İNSANA OLAN SEVGİSİ♡ ADALETİ ♡BABALIĞI♡ EŞLİĞİ♡ DEDELÎĞÎ♡ KOMUTANLIĞI♡ LİDERLİĞİ♡ ÖĞRETİCİLİĞİ♡ HER ALANDA GÖSTERDİĞİ ÜSVE-İ HASENE ÜSTÜN AHLAK VE ÖRNEKLİĞİNİ ALMAMIZDIR SÜNNET OLARAK. Şu sorulabilir bunları yapsak ne olur ? Bir şey olmaz kabak sevmeyeni ya da, süte alerjisi olanı sünneti terketmekle suçlar, peygamberi sevmemekle suçlarsanız, bunları yapmayanları peygamberin sunnetini önemsememekle itikadının bozukluğuyla suçlar, yeri gelir dinsizlikle peygambersizlikle suçlar, kafir etiketiyle etiketlersiniz !? Bunun örnekleri çok var kitaplarımızda. Bununla da kalmaz TUZLA YEMEĞE BAŞLAMAYI EN BİRİNCİ SÜNNET KABUL EDERKEN ! BİR MAZLUMU KORUMAYI SÜNNET OLARAK GÖRMEZSİNİZ ! Yani en öncelemeniz gereken peygamber sünnetini en sona koymaktan asıl en önemliyi kaçırırsınız ona sıra gelmez. MAALESEF UMARIM ANLATABİLMİŞİMDİR. BU TÜR YAZILAR PEYGAMBERİMİZİ HAYATA TAŞIMAKTAN ALIKOYAR. ONU ALLÂH SEÇTİ VE EN GÜZEL ÖRNEKLİK ONDA DEDİ diğer peygamberler gibi bunu görmeden O'nun ahlakı Kurân ile ahlaklanmadan tuza sabuna dikkat etmişsindir ama namazlı yalancılar türemiştir. Hacı olmuş ama cimri riyakar müslumanlar türemiştir. Bugün Şam da dişi misvaklamak sünnet diye şadırvanlarda bir tane misvakı orta yere asmışlar gelen ağzını fırçalayor, giden firçalıyor, peygamberimiz görse aferin iyi mi yapıyorsunuz diyecekti ACABA.... ?! Yoksa ben size güzel örnek değilmiyim...?! Bana ne oluyor ki, sizi böyle görüyorum derdi. O temiz tertemiz peygamber herkese tarağının bile ayrı olmasını tavsiye eden Peygamberimiz gelen gecenin ağzına aldığı bir misvaki sünneti diye kabul edermiydi SİZCE ?! Yorum Gönder 4 Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.× Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir. Üye Girişi
Peygamberimizin daha küçükken çocukluğu ve gençliği davranışlarıyla temiz ve erdemli bir şekilde geçmişti. Dilerseniz öncelikle Peygamber efendimizi kısaca bir tanıyalım. Miladî 571 yılında Mekke’de dünyaya gelen, 610 yılında peygamberlik ile görevlendirilen, 13 yılı Mekke’de 10 yılı Medine’de olmak üzere 23 yıl peygamberlik yapan Hz. Muhammed diğer peygamberlerden farklı olarak bir topluma değil bütün toplumlara, bütün insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilmiş, kendisi ile peygamberlik sona ermiştir. Hz Muhammed sallallahu aleyhi vessellem efendimiz O’ndan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir. Allahü teâlânın insanlara gönderdiği son peygamber. Hz Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğu kendisine bildirilmeden önce ve sonra hiç yalan söylemediği, bunun için de düşmanları arasında bile Muhammed-ül-emîn adıyla meşhûr olduğu güneş gibi meydandadır. Hz Peygamber efendimiz aleyhisselam sadece peygamber olduktan sonra değil, o daha çocukluğunda ve gençliğinde her türlü üstün ahlaki özellikleri yaşardı ve toplumda bu ahlaki özellikleri ile tanınır ve sevilirdi. Peygamber Efendimizin Çoçukluk ve Gençlik Özellikleri 1 – Güvenilirdi Güvenilirlik, peygamber efendimizin en belirgin gençliğinden itibaren güvenilirliği ile tanınmış, bu nedenle kendisine güvenilir Muhammed anlamına gelen Muhammed’ül-Emin denilmiştir. 2 – Hoşgörülüydü Hz. Muhammed, hoşgörüyü insanlar arasında tek taraflı değil, karşılıklı uyulması gereken bir davranış biçimi olarak ifade etmiştir. Peygamberimiz, bu konu ile ilgili bir hadisinde; “Hoşgörülü davran ki, sana da hoşgörü ile davranılsın.” 3 – Merhametliydi Hz. Peygamber tüm insanlara merhametle yaklaşırdı. Arkadaşlarına sevgiyle bağlı hatta düşmanlarına dahi merhametini eksik etmeyen bir insandı. Yaşlılara, çocuk ve yoksullara karşı daima çok yumuşak davranırdı. İnsanlara hatta hayvanlara bile merhamet ederdi. 4 – Sabırlıydı Hz. Peygamber her şeyiyle bir sabır örneğiydi. O karşılaştığı olayları anlamlandırmak ve doğru kararlar vererek hayatı yaşanılır kılmak konusunda önemli bir davranış modeli onca acı ve çilelere sabretmiş, sahabesine de sürekli sabrı telkin etmişti. 5 – Vefalıydı Vefâ; sözünde durma, kendini seveni unutmama, ilgiyi kesmeme gibi anlamlara gelir. Tarih, başta peygamberler olmak üzere pek çok vefâkâr insana tanıklık etmiştir. Bunlar arasında Peygamberimizin mümtaz bir yeri vardır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, kıyamete kadar gelecek olan bütün insan ve cinler için, duyduğu sonsuz güvenden dolayı onu “elçi” olarak seçmiş ve görevlendirmiştir. O da bu görevi hakkıyla yerine getirmiştir. 6- Adletliydi Adalet, toplumun huzuru ve mutluluğu açısında çok önemli bir değerdir. Sevgilli Peygmberimiz de işlerinde adaleti esas almış, bu konuda zengin- fakir ayrımına gitmemiştir. Hz. Muhammed adaleti, insanlığın huzuru açısından en temel unsur olarak görmüştür. 7- Güler yüzlüydü Peygamberimiz karşılaştığı insanlarla güler yüzle selamlaşır, onların hal ve hatırlarını sorardı. Konuşurken insanların yüzüne bakardı. Başkalarının sözünü kesmez, konuşulanları sabırla dinlerdi. Kendisine aşırı saygı gösterilmesini istemezdi. 8 – Cesaretliydi O, insanların en cesuru, en yüreklisi, en kahramanı ve en yiğidi idi. Gençliğinden itibaren hayâtının bütün devrelerinde şecaat manasındaki cesaret, Peygamberimiz asm’de çok açık bir şekilde görülüyordu. 9 – Cömertliydi Hz. Muhammed asv, insanların en cömerdi ve en iyilik severi idi. Ramazan’da Cebrâil as ile beraber bulunduğu zamanlarda her şeyini verirdi. Cebrâil as, her Ramazan gecesi Onun asm yanına gelir, ona Kur’an öğretirdi. Cebrâil as şöyle derdi “Allah’ın Râsulü, bereket getiren rüzgârlardan daha cömerttir.” Müslim, Fezâil, 12, 2308 Malı olmayan kişide hırs değil kanaat olmalıdır. Malı olan kişide ise cimrilik değil cömertlik olmalıdır. 10 – Kötü Davranışlardan Kaçınırdı Hz. Muhammed çocukluk ve gençlik yıllarında içki içmezdi, kumar oynamazdı, ona buna iftira atmazdı, yalan söylemezdi, başkalarına haksızlık yapmazdı. Büyüklerine ve komşularına saygısızlık etmezdi. Arkadaşlarına kırıcı davranmazdı. Tembellik yapmazdı. Onun bunun sırtından geçinen insanlardan uzak dururdu. Alış verişte de hiç kimseyi onu İslam’dan önceki hayatında kötü davranışlar yapmaktan korudu. Efendimizin diğer özellikleri 1- Kötü söz söylemezdi 2- Kimseyle çekizmezdi 3- Her zaman ağırbaşlıydı 4- Dünya işleri için kızmazdı 5- Umanı ümitsizliğe düşürmezdi 6- Kimsenin kusurunu aramazdı 7- Affedici idi intikam almazdı 8- Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı 9- Yemek seçmezdi önüne ne konulsa yerdi 10- Susması konuşmasindan uzun sürerdi 11- Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi 12- Sade kıyafet giyer gösterişten hoşlanmazdı 13- Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz ve bağırmazdı 14- Konuşurken adeta çevresindekileri kuşatırdı 15- Kimseye hakkında hayırlı olmayan bir söz söylemezdi 16- Kendi şahsı için asla öfkelenmezdi öç almazdı 17- Kendisinden birşey istendiğinde asla hayır demezdi 18- Kelimeleri tane tane ve inci gibi idi 19- Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dinlerdi 20- Halkın kullandığı hiçbir kötü sözü kullanmamıştı 21- Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir halde dururdu 22- Fakirlerle beraber yerdi öyleki onlardan ayırt edilmezdi 23- Sıradan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı 24- Hiç kimseyi ne yüzüne nede arkasından kınardı 25- Düşmanlarını affetmekle kalmaz onlara değer verirdi 26- Gereksiz yere konuşmaz konuştuğunda da ne eksik nede fazla söz kullanırdı 27- Bir topluluk içersinde oradakiler bir şeye gülerse O’ da güler bir şeye hayret ederlerse O’ da hayret ederdi. 28- Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez bulunduğu yerde ayrı bir yere oturmazdı 29- Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti; “Dünyada garib bir yolcu gibi ol” 30- Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü İki yalına salınmaz adımlarını geniş atardı Yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilerek vakar ve sukunetle yürürdü. 31- Sabahları evden çıkarken şöyle derdi; “İlahi yolda sapmaktan ve saptırılmaktan kanmaktan ve kandırılmaktan haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım” 32- Çok konuşmazdı öz ve hikmetli konuşurdu 33- Düşünceliydi boş şeylerden yüz çevirirdi
Peygamberimizin Güzel Ahlakı İle İlgili 10 Tane Örnek sinan Peygamberimizin güzel ahlakı ile ilgili 10 tane örnekCevap peygamberimizin güzel ahlakı ile ilgili 10 tane örnek Hayat… Peygamber efendimizin güzel ahlakı ile ilgili örnekler Peygamberimizin örnek ahlakı Allah’ın en sevgili kulu, son ve en büyük Peygamber Hz. Muhammed bir saadet güneşi olarak doğdu. Kurumuş topraklar su ile yeşerdiği gibi Peygamberimizin gelmesiyle insanlık yeniden hayat buldu. O’nun kalblere yerleştirdiği iman ışığı sayesinde kalblerden yanlış inançlar silindi, cehaletin yerine ilim, zulmün yerine hak ve adalet, kin ve düşmanlığın yerine insan sevgisi, acımasızlığın yerine şefkat ve merhamet geldi. Gerçek anlamda islâm kardeşliği kurularak toplum barış ve huzura kavuştu. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gösteren Peygamberimiz, öğrettiği ahlâk ilkelerini önce kendisi uygulayarak en güzel örnek oldu. Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde Peygamberimiz hakkında Ve sen elbette yüksek bir ahlâka sahipsin» 65 buyurarak O’nun çok yüksek ahlâk sahibi bir şahsiyet olduğunu bildirmiştir. O, ahlâkını Kur’an’dan almış, bütün iyilikleri kendisinde toplamıştır. Saygıdeğer eşi Hz. Aişe’ye Peygamberimizin ahlâkının nasıl olduğu sorulduğunda O, şu cevabı vermiştir O’nun ahlâkı Kur’ân idi» 66 O’nu Yüce Allah yetiştirdi ve insanlığa örnek olsun diye özel olarak terbiye etti. Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyuruyor Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel yaptı.» 67 O, dravranışları ve üstün kişiliği ile insanlık için en güzel örnektir. Bununla ilgili olarak Allah Tealâ Kur’an-ı Kerimde Andolsun Allah’ın elçisinde sizin için uyulması gereken güzel örnek vardır.» 68 buyurmuş ve O’nun yaşayışını örnek almamızı istemiştir. Müslüman olarak bizim görevimiz, Peygamberimizin ahlâk ve fazilet dolu hayatını iyice öğrenmek ve O’nun ahlâkî davranışlarını örnek alarak yaşamaktır. Şimdi kısaca Peygamberimizin yaşayışını ve ahlâkî davranışlarını birlikte öğrenmeye çalışalım Peygamberimizin Doğruluğu Peygamberimiz, doğruluk ve dürüstlüğün en güzel örneği idi. O, çocukluğundan itibaren doğruluktan ayrılmamış, hiç yalan söylememiştir. Peyganmberliğinden önceki gençlik döneminde doğruluğu ve güvenilir kişiliğinden dolayı kendisine, Muhammedü’l-Emîn» yani, Güvenilir Muhammed» denilirdi. Düşmanları bile O’nun doğruluğunu kabul etmiş, kendisine yalancı diyememişlerdi. Peygamber olduğu zaman Mekke’de halkını İslâm’a dâvet için toplamıştı. Safa tepesine çıkarak orada taplananlara Ey Kureyş halkı! Size bu dağın arkasından bir düşman ordusunun geldiğini söylesem bana inanır mısınız?» dedi, orada bulunanlar – Hepimiz inanırız, çünkü sen ömründe yalan söylemedin» diye cevap verdiler. Bu toplululğun içinde Peygamberimizin en azılı düşmanları da vardı. Onlar da Peygamberimizin doğruluğunu itiraf etmişti. Peygamberimiz kendisi doğru sözlü olduğu gibi bizim de doğru olmamızı ve yalancılıktan sakınmamızı istemiş ve şöyle buyurmuştur Doğruluktan ayrılmayınız, çünkü doğruluk iyiliğe götürür, iyilikde cennete iletir. İnsan doğru söyledikçe ve doğruyu aradıkça Allah yanında doğrular zümresine yazılır. Yalandan sakının, çünkü yalan kötülüğe götürür, kötülükde cehenneme sürükler, insan yalan söyledikçe ve yalan peşinden koştukça Allah yanında yalancı olarak yazılır.» 69 O, yalandan hiç hoşlanmaz, yalancıları sevmezdi. Peygamberimiz bir şey hakkında söz verdimi verdiği sözde mutlaka durur, gereğini yerine getirirdi. O, kurtuluşun doğrulukta olduğunu bildirmiş, doğruların kıyamet gününde peygamberlerle beraber olacağını haber vermiştir. Peygamberimize insanların hayırlısı kimdir diye soruldu. Peygamberimiz Her temiz kalbli ve doğru sözlü olanlardır» 70 buyurdu. Peygamberimizin Merhameti Peygamberimizin kalbi şefkat merhamet ve insan sevgisi ile dolu idi, Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de O’nun hakkında şöyle buyuruyor Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.» 71 O’nun şefkat ve merhameti, hayatının her döneminde açıkça görülür, merhametle dolu olan kalbi hep iyilik için çarpardı. Kimseye bir kötülük dokunmasını, hiç kimsenin incinmesini istemezdi. Saygıdeğer eşi Hz. Hatice ile amcası Ebu Talip Peygamberimize çok yardımcı olmuşlardı. Kısa aralıklarla her ikisi de vefat edince İslam düşmanları Peygamberimize eziyeti artırdılar. Bunun üzerine Peygamberimiz ilk müslümanlardan olan Zyed b. Harise ile birlikte Mekkeden ayrılarak Taif halkını İslâma dâvet etmeye gitti. Taifliler İslâmı kabul etmedikleri gibi Peygamberimizi taşa tuttular. Zeyd, atılan taşlardan Peygamberimizi korumak için vucudunu siper etti. Atılan taşlardan Peygamberimizin ayakları yaralandı, kan içinde kaldı, yürüyemiyecek duruma geldi ve yol kenarında bir üzüm bağına sığınmak zorunda kaldı. O’nun bu derece sıkıntıya düşmesi üzerine Yüce Allah Cebrail’i göndererek, dağlar meleğinin emrinde olduğunu ve ne dilerse onu bu meleğe emredebileceğini bildirdi. Bunun üzerine dağlara emreden Melek Peygamberimize seslenerek selâm verdi ve – Sen ne dilersen emrine hazırım, eğer şu iki dağın Mekkeliler üzerine çökerek birbirine kavuşmasını ve müşrikleri tamamiyle ezmesini istersen onu da emret» dedi. Peygamberimiz eğer isteseydi, kendisine acımasız bir şekilde saldıranlar ve O’nu kanlar içinde bırakanlar bir anda yok edilecekti. Fakat Peygamberimiz, çok üzüntülü olduğu durumda bile sevgi ve merhamet dolu kalbi onların cezalandırılmalarına razı olmamış ve Meleğe şöyle demişti – Hayır ben onu istemem, ben isterimki Allah, bu müşriklerin soyundan yalnız Allah’a ibadet eden ve Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan insanlar meydana çıkarsın.» 72 Cevap peygamberimizin güzel ahlakı ile ilgili 10 tane örnek Hayat… Peygamberimiz, insanlara ve diğer canlılara merhamet gösterenlere Yüce Allah’ın merhametle karşılık vereceğini bildirerek şöyle buyurmuştur Merhamet edenlere Allah da merhamet eder, siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin.» 73 Merhametsizler hakkında da şu uyarıda bulunmuştur Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.» 74 O, sevgi ve yardıma muhtaç olan yetimlerle özellikle ilgilenir, müslümanlara da, yetimlere merhamet gösterilmesini tavsiye ederdi. Peygamberimiz, sadece insanlara değil hayvanlara karşı da şefkat ve merhamet gösterirdi. O, susayan bir kediye kendi eliyle su içirmiş, hayvanların aç bırakılmamasını, onlara iyi davranılmasını emretmiştir. Bir sahabi diyor ki Peygamberimizle beraber bir yolculuk yapıyorduk. Bir ihtiyacım için ayrılmıştım. Orada iki yavrusu olan bir serçe kuşu gördüm ve yavrularını aldım. Serçe peşimden gelerek yavruları için çırpınıp bağırmaya başladı. Bunu gören Peygamberimiz – Bu kuşu yavru acısı ile sızlandıran kimdir? Yavrusunu ona verin.» 75 dedi. Peygamberimizin Cömertliği Peygamberimiz insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey isteyen hiç kimseyi boş çevirmez, eline ne geçerse ihtiyacı olanlara dağıtır, Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah’tır.» derdi. Bununla beraber dilenciliği sevmez, dilenenlere bundan kurtulmaları için çalışıp kazanmanın yollarını gösterirdi. Ashaptan Cabir diyor ki Peygamberimiz kendisinden istenilen bir şeye asla yok dememiştir. 76 Bir gün Peygamberimize bir parça kumaş hediye edilmiş, O’da bunu kabul etmişti. Buna ihtiyacı da vardı. Yanında oturanlardan biri Bu ne iyi kumaş» deyince, Peygamberimiz kumaşı ona bıraktı. O, yoksulları, ihtiyaç sahiplerini kendinden çok düşünür, açları doyurur, kendisi aç kalırdı Peygamberimiz, maddi imkânlara sahip olduğu zamanlarda da sade bir hayat yaşamış, kendisi için bir şey bırakmamış, elindekileri muhtaçlara dağıttığı için aç yattığı zamanlar çok olmuştur. Eşi Hz. Aişe diyorki Peygamberimiz, üç gün peşpeşe karnını doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Fakat yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercih ederdi.» 77 İşte kalbi, insan sevgisi, şefkat ve yardım duygusu ile çarpan Sevgili Peygamberimizin cömertliği böyle idi ve bir ömür boyu böyle devam etmiştir. Peygamberimizin Alçakgönüllülüğü Peygamberimiz hem vekarlı hem de çok alçak gönüllü idi. Asla büyüklük taslamaz, bir yere gittiği zaman kendisine ayağa kalkılmasını ve elinin öpülmesini bile istemezdi. Bir defasında adamın biri elini öpmek isteyince Peygamberimiz elini geri çekmişti. Bir meclise gittiği zaman boş bulduğu yere oturur, ayaklarını başkalarına karşı uzatmazdı. O, şöyle buyurmuştur Kim müslüman kardeşine alçak gönüllü davranırsa Allah onu yükseltir. Kim kibirlenir, üstünlük taslarsa Allah onu alçaltır.» 78 Peygamberimiz; zengin, fakir ayırımı yapmaz, kendisini bir hizmetçi dâvet etse bile, giderdi. Yoksul ve fakirlerle birlikte oturup yemek yer, en fakir kimselerin evlerine giderek hal ve hatırlarını sorardı. Hastaları ziyaret eder, iyileşmeleri için dua ederdi. Hasta olan bir yahudi gencini de ziyaret etmişti. Başkaları konuşurken sözlerini kesmez, onları dinlerdi. Hayatı son derece sade idi. Kendisine ikram edilen yemeği severek yerdi. Sevmediği bir yemek olursa yemez, fakat yemeği asla kötülemezdi. Peygamberimiz kendisine fazla hürmet edilmesini ve aşırı şekilde övülmesini uygun bulmazdı. Peygamberimizin Hoşgörüsü ve Bağışlayıcılığı Peygamberimiz, güler yüzlü, yumuşak huylu ve son derece nazik idi. Kaba ve kırıcı değildi. Ağzından kırıcı bir söz çıkmazdı. O, ömründe hiç kimseye kötü söz söylememiş, kırıcı bir davranışta bulunmamış ve kimseyi azarlamamıştır. On yıl Peygamberimizin hizmetinde bulunan Enes diyor ki Peygamberimiz bana hiçbir gün "öf" bile demedi. Yaptığım bir şey için bunu niye yaptın, yapmadığım bir iş için de niye yapmadın diye beni azarlamadı.» 79 Gördüğü kusurları kimsenin yüzüne vurmazdı. Arzu edilmeyen yanlış bir davranış gördüğü zaman, Bazıları şöyle yapıyor, şöyle söylüyor, halbuki bunlar doğru değildir» gibi umumi sözlerle nasihat eder ve böylece kimseyi utandırmadan kusur ve hataları düzeltirdi. Kendisine bir şey ikram edilse az da olsa onu küçümsemez, ona değer verirdi. Yapılan iyiliğe karşılık verir, iyilik yapanları hayırla anardı. Peygamberimiz çok vefakâr idi. Kendisine iyilik yapanları hiç unutmaz, onları daima hayırla anardı. İslâmı ilk kabul eden saygıdeğer eşi Hz. Hatice idi. Peygamberimiz ahlâk ve fazilet örneği hanımını ölümünden sonra da unutmamıştır. O’nu daima hayırla anar, koyun kestiğinde etinden Hz. Hatice’nin yakınlarına da gönderirdi. Peygamberimiz, sütannesi ve süt kardeşlerine de saygı duyar, yakından ilgilenirdi. Sütannesi Halime, kendisini ziyarete geldiği zaman O’nu anacığım, anacığım» diye karşılamış, altına elbisesini yayarak oturtup saygı göstermişti. O, çok bağışlayıcı idi. Uhut savaşında düşmanlar, Peygamberimize ok atmışlar, üzerine taş yağdırmışlar ve O’nun mübarek dişini kırıp yüzünü yaralamışlardı. Onların bu davarnışlarına karşılık Peygamberimiz kötü söz söylememiş, onlara beddua etmemiştir. O, yüzündeki kanları silerken şöyle demiştir Allahım! Milletimi bağışla!. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.» 80 Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret ve bilgisizlere aldırış etme.» 81 Peygamberimiz kendisine karşı yapılan kötülükleri bağışlamış, eline fırsat geçtiği halde kimseden intikam almamıştır. Ancak başkalarının haksızlığa uğramasına ve zarar görmesine razı olmamış, hak ve adaletin yerini bulmasına özen göstermiştir. Şüphesiz şahsımıza karşı işlenen kusurları, yapılan haksızlıkları bağışlayabilmek yüksek bir duygudur. Peygamberimizin Cesareti Peygamberimizin özelliklerinden biri de yüksek bir cesarete sahip oluşudur. O, insanları İslâma dâvet ettiği zaman tek başına idi. İlk yıllarda müslümanlığı kabul edenlerin sayısı da azdı. Karşısında İslâm’ı yok etmek isteyenlerin sayısı çok, maddi güçleri fazla idi. Peygamberimiz kutsal görevini yaparken büyük tehlikelerle karşılaştı. Düşmanlar O’nu öldürmek, İslâm güneşini söndürmek için korkunç plânlar yaptılar. Güçlü ordularla müslümanlara saldırdılar. Fakat Peygamberimiz bunların hiçbirinden yılmadı, ümitsizliğe kapılmadı, görevine devam etti. O’nun hayatında pekçok cesaret ve kahramanlık örnekleri vardır. O, gerektiğinde, sabır, kararlılık, cesaret ve kahramanlıkta da müslümanlar için en güzel örnek olmuştur. Peygamberimizin Misafirseverliği Peygamberimizin üstün vasıflarından biri de misafirseverliğidir. Uzaktan yakından kendisini görmeye gelenlerin sayısı çoktu. O, misafirlerini en iyi şekilde ağırlar, onlara bizzat kendisi hizmet ederdi. Peygamberimiz, müslüman olmayan misafirlerine de aynı şekilde davranırdı. O, misafirlerle ilgili olarak şöyle buyurmuştur Allah’a ve ahiret gününe inanan misafirine ikram etsin.» 82 Peygamberimizin Temizliği Peygamberimizin yaşayışı sade ve temiz idi. Bedenini daima temiz tutar, elbiselerinin temizliğine çok dikkat ederdi. Dişlerinin temizliğine ayrı bir önem verir ve dişlerini temizlemek için, o devirde bir çeşit diş fırçası olan misvak kullanırdı. Ashabına da diş temizliğini tavsiye ederdi. Peygamberimiz pislikten hiç hoşlanmazdı. Ashabına camiye temiz gelmelerini söylerdi. Bir defasında üstü başı pis ter kokusu ile câmiye gelenlere Yıkandıktan sonra gelseniz daha iyi olurdu.» buyurmuştur. Peygamberimizin İbadeti Peygamberimiz, her işini tam bir düzen içinde yapardı. İbadet zamanları, dinlenmek için ayırdığı saatler belli idi. Vakitlerini boş geçirmez, her dakikasını faydalı bir işle değerlendirirdi. Peygamberimiz, Allah’ın en sevgili kulu olduğu halde Allah’tan çok korkar, kıyamet gününden endişe ederdi. O, her an Allah’ı anar, ibadetten çok büyük haz duyardı. Geceleri kıldığı namazlarda uzun süre ayakta durmaktan ayakları bile şişerdi. Eşi Hz. Aişe O’nun bu durumunu görünce – Ey Allah’ın Rasûlü! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde kendine niçin bu kadar zahmet ediyorsun? deyince, Peygamberimiz O’na şu cevabı vermiştir – Allah’a şükreden bir kul olmıyayım mı?» 83 Peygamberimizin Aile Hayatı Peygamberimiz örnek bir aile reisi idi. O, hanımlarına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da şefkatli bir baba idi. Peygamberimiz ev işlerinde hanımlarına yardım eder, evin ihtiyaçlarını çarşı ve pazardan alarak eve kendisi getirirdi. O, ne kadın ne de hizmetçi hiç imseyi dövmemiş ve incitmemiştir. Peygamberimizin evi, dünyadaki aile yuvalarının en mutlusu idi. Bu yuvada kavga-gürültü yoktu. Huzur vardı. Peygamberimiz evde daima güler yüzle hareket eder, hanımlara karşı kırıcı söz söylemez, kaba davranışta bulunmazdı. O, müslümanların da aynı davranışta bulunmasını istemiş ve şöyle buyurmuştur Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı iyi davranandır.» Peygamber Efendimiz, erkeğin, eşinin davranışlarını hoşgörü ile karşılamasını da istemiş ve şu tavsiyede bulunmuştur Bir kimse eşine nefret etmesin; çünkü hoşuna gitmeyen huyları varsa, buna karşılık hoşlanacağı huyları da vardır.» 84 Peygamberimizin Çocuk Sevgisi Peygamberimiz çocukları çok severdi. Onları kucağına alıp okşar, sevgi ve şefkatle öperdi. Peygamberimiz, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i öpüyordu. Orada bulunan bir adam bunu görünce; – Benim on çocuğum var, onların hiç birini öpmüş değilim, dedi. Peygamberimiz ona – Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz» buyurdu. Peygamberimiz namaz kılarken sevgili torunları Hasan ve Hüseyin omuzlarına çıkardı. O, ibadet halinde bile çocukların bu davranışını hoş karşılar, oyunlarına engel olmazdı. Bir yerde otururken kızı Hz. Fatma gelince, ayağa kalkar, O’nun alnından öper ve O’nu yerine oturturdu. O sadece kendi çocuklarını ve torunlarını değil, kimin çocuğunu görürse onunla konuşur, hatırını sorar ve severdi, çocuklara, hoşlarına giden şeyler vererek sevindirirdi. O, müslüman olmayan kimselerin çocuklarını da sevip okşardı. Peygamberimiz, çocuklarla çok ilgilenirdi. Bir defa çocuklar arasında koşu düzenledi, kendisi de yarışın sona ereceği noktada durdu. Koşarak yanına gelen çocukları öptü ve kendilerine hediyelerini verdi. 85 Peygamberimiz, çocuklarla ilgili şu öğütlerde bulunmuştur Allah’tan korkun çocuklarınız arasında adaletli davranın.»86 Şüphesiz ki Allah, çocuklarınız arasında öpücüklerinizde de eşit davranmanızı sever.» 87 Özet olarak Peygamberimiz; içi ve dışı tertemiz, kalbi; şefkat ve merhamet duyguları ile dopdolu, başkalarını kendinden çok düşünen, ömrünü insanlığın kurtuluşu için harcayan büyük bir Peygamber, en üstün ahlâkî faziletleri kendinde toplayan örnek bir şahsiyet idi. Ne mutlu, O’nun gösterdiği aydınlık yoldan gidenlere… Ne mutlu, O’nun yaşayışını ve ahlâkî davranışlarını örnek alanlara… Misafir asdfghjklşişlkjhgfdsxcvbnmöçlkjhgfcvbnmökuytdcvbnm … Misafir Üye çok yardımcı oldu gerçekten kim yazdıysa ellerine sağlık Misafir Üye bu cok uzun daha kısa yokmu
peygamber efendimizin ahlaki özellikleri 10 tane